Bu alıntılar, 10 Ekim 2015 günü boyunca Ankara’da olanlara tanıklık etmiş insanların yazdıklarından hep. Diğer tanıklıkları da yorumlara ekleyelim, burada bir derleme olsun.
Uzak bir anı, acı bir tecrübe haline gelmesin bu yaşananlar. Yaşayanların yazdıklarını bir arada tutalım.
Patlamada yaralanan Gülfen Akkaya’nın yazısından:
Saat 9 buçuk civarı. Çeşitli illerden gelen arkadaşlarla karşılaşıyoruz. Sohbetler ediyoruz. Fotoğraflar çekiniyoruz. Vekil adaylarımız var, yılların dostları, mücadele arkadaşlarımız var. Seçimleri, ülkenin siyasal durumu, başımızdaki diktatörü ve onun hırsını, iktidarda kalmak için her şeyi yapabileceğini konuşuyoruz. Şakalaşıyoruz.
Ekin Su Yiğit’in yazısından:
Alana vardığımızda saat henüz 10 olmamış, müthiş bir kalabalıkla karşılaşıyoruz. Kortejler yeni oluşturuluyor, herkeste bir coşku var. Annemden beni arkaya götürmesini istiyorum, ayrı kortejlerde yürüyeceğiz çünkü. Geriye doğru giderken sürekli tanıdıklar tarafından durduruluyor annem, sıkılıyorum ben de. Sürekli çekiştiriyorum kolunu, saat 10’u geçti diye mızmızlanıyorum.
Ceren Kaplan’ın yazısından
Ama o sırada, herkes “Panik yapmayın, sakin olun!” diyerek, sağduyuyla birbirini sakinleştirmeyi başardı. Biz, o korkuyla birbirimizi ezmedik. İzdiham ortamını yaratamadılar.
Filiz Kerestecioğlu’nun yazısından:
Ölüm haberleri sanki bir sınav sonucu verilir gibi verildi o insanlara; ne bir psikolojik destek vardı ne de acıyı paylaşma! Cesetler önce açıkta teşhis ettirilmeye başlandı, sonra bir büyük çadır kurularak “daha insani” bir ortam sağlandı. Kapkaranlık morg önü, piknik yerindeki uyduruk kablolara takılmış ikide bir patlayan lambalarla aydınlatılmaya çalışıldı. Türkiye’nin başkentinde sadece 6 masalı bir morgta otopsi yapıldı. O kadar kısa sürede bunca otopsinin nasıl yapıldığına hiç değinmeyeceğim, çünkü bu bile lüks olur! (Bunun için canla başla uğraşan sağlık çalışanlarına ise hiçbir sözüm yok). Bir de cenaze kaldırma işlerini unutmamak gerek, en iyi o yapıldı!
Şebnem Korur Fincancı ‘nın verdiği bir röportajdan:
Gerçekte kaç kişiyi kaybettiğimizi öğrenmemiz, bir haftadan uzun sürecek. Bir de hastanelerde bir kısmı yoğun bakımda olan insanlar var. Öte yandan, ilk bakışta çok büyük bir hasar yok gibi görünse de, bomba patlaması ciddi hasar meydana getiren bir durum. Akciğer ezilmesi gibi hasarlar daha sonra ortaya çıkabilir.
Hande Arpat’ın tanıklığından:
Patlama olur olmaz biz hekimlerin kortejinin ardında bulunan DHF ve Halkevleri kortejindeki arkadaşlarımız hemen koridor açtılar: “Sakin! Sağlıkçılara koridor açın, sağlıkçılara koridor açın!” Şaşırıyorum, nereden ve nasıl ediniyoruz böyle hayat kurtaran refleksleri, bilmiyorum… Müteşekkir olalım hep beraber, arkadaşlarımızın açtığı koridordan güvenli, sakin fakat ışık hızıyla patlamanın olduğu yere doğru akın ettik.
İlhan Taşcı’nın yazısından:
-Yakınımızın cenazesini arıyoruz.
-Erkek mi, kadın mı?
-Kadın.
-Kaç yaşlarında?
-33.
-Görseniz tanır mısınız?
-Tanırız.
-Metanetli olanınız gelsin.
…
Ana görüntü Bianet‘ten