Ortalama bir ulusal gazetede 1 Mayıs
Bu yıl da 1 Mayıs’ta Devrimci İşçi Kılığına Girmiş Marjinal Provakatörler Sendikası Taksim’deki dev çukura taşlarla saldırarak kentsel dönüşümü baltalamasın diye devletimiz, polisimiz sabahın erken saatlerinden itibaren fedakarca çalıştı. Çevre illerden gelen takviye polis kuvvetleri ve TOMA’larla, çukuru kahramanca savunan polislerimiz Şişli’de ve Beşiktaş’ta ara sokak başına 50’şer gaz bombasından, ellerinde bulunan Ağustos 2013 son kullanma tarihli organik gazı stoklarını başarıyla tüketerek memleket ekonomisini de dev bir israftan kurtardı. ‘Vatandaşın vergisiyle’ yılda bir baştan döşenen kaldırım taşlarını söken kesin terör örgütü üyesi, büyük ihtimalle yurtdışı destekli saldırganlara karşı güvenliğimizi sağlamaya çalışan, bizim vergilerimizle maaş almayıp, aslında gönüllü hizmet veren Türk polisi, olaylar sırasında kafasına çarpan gaz bombasıyla yaralanan Dilan Alp için ‘Merdivenlerden düşmüş’ dedi. Fırıncılar Konfederasyonu ise yaptığı açıklamada bu vatanın ekmeğini yiyen hainlere ‘Bundan sonra pasta yesinler’ dedi.
Gerçekte Neler Oldu?
Geçen yıl polis müdahalesi olmadığından Taksim’de, o meydanda öldürülenlerin hatıralarına saygıyla, barış içinde kutlanabilen 1 Mayıs, asayişi bozanın kim olduğunu gösterdiği için bu yıl ‘Polis bu kadar sert müdahale ediyorsa kesin bir nedeni vardır’ düşüncesini tekrar yerleştirebilmek için sıkı yönetim dönemlerinde görülen önlemler alındı. Pek çok yerde yaya ve araç trafiği engellendiğinden fiili bir sokağa çıkma yasağı yaşandı. Her gün binlerce kişinin yanından geçtiği dev çukura düşüp ‘bir insanın bile burnu kanarsa’ çok üzüleceğini söyleyen hükümet yetkilileri, biri çocuk, üçü ağır yüzün üzerinde insanın yaralanmasına sebep oldu.
Başına isabet eden gaz bombasıyla kafatası kırılan Dilan Alp’in ve daha pek çok insanın başına bu gelmeyebilirdi. Fişeklerin üzerinde doğrudan insanların üzerine ateş etmeyiniz diyor! Aldığımız bilgilere göre kullanılması gerçekten zorunlu olan durumlarda en az 45 derece açıyla yukarı doğru ateşlenmesi gereken bu fişekler polis tarafından nasıl kullanılmış bir bakalım:
Ömrü hayatımızda bir kere sokağa çıkma yasağı görmedik demeyiz. İnsanlar yerinden kıpırdayamasın diye her şey yapıldı. Köprüler kaldırıldı, yollar kapatıldı, toplu taşıma seferleri iptal edildi.
Orantılı ve eşitlikçi gaz kullanımı yapıldı. Kişi başı en az bir adet! Sokağa çıkmayanların evlerine, dükkanlarına paket teslim!
Şişli’deki müdahaleden kaçan bir grup gencin Şişli Etfal Hastanesi bahçesine girmesi üzerine toma aracıyla beraber hastane içine giren polis, buraya da gaz bombası atmaktan çekinmedi.
Hastane kapısında bekleyen sağlık emekçileri polise tepki gösterince geri çekilen polis bir süre sonra tekrar hastane bahçesine girerek gaz bombası attı, su sıktı.
Bunun üzerine hasta ve hasta yakınlarıyla polis arasında sert tartışmalar yaşandı. 1 saat boyunca belli aralıklarla hastaneye giren polis, aynı şeyi tekrarladı. Atılan gazlar hastanede bulunanları etkiledi. Hastanede kalan hastalar camlardan endişeli gözlerle polis saldırısını seyretti.
(Kaynak: Evrensel)
1 Mayıs için ne dediler?
1) Mustafa Sarıgül:
2) Fatih Altaylı büyük konuşmuş:
Meydana gelen iki yol da kapalı. Bir panik olursa kim verecek bunun hesabını. Bir şey olursa elbette hükümet sorumludur ama olacak iş var olmayacak iş var. Zaten girmeleri mümkün olmayan bir yere girmek isterlerken yine gaz sıkılacak, polis müdahale edecek. Boşu boşuna yine dayak yiyecek insanlar. İnsanda biraz izan olur. Sendikacılarda izan kalmamış demek ki. Vali de hatalı. İki sene Taksim’de kutluyorsunuz yine kutlayacaksınız ama bu sene imkansız denebilirdi.
Kaynak : ivedihaber.com
3) Serdar Arseven (Akit yazarı):
4) Şahan Gökbakar:
5) Nihat Doğan’dan Şahan Gökbakan’a destek:
6) Ahmet Misbah Demircan:
Gaz sıkışmasına, tazyikli suya, polisle çatışmaya ya da kafaya inebilecek gaz bombasına karşı yaratıcı çözümler
Sokaklardan
(En yukarıdaki fotoğraf: Begüm Bilgiler)