Belli mi olur, yolunuz birgün Muskat’a da düşer belki. Biraz başkent ve ülkenin gerisi hakkında fikir edinmek, biraz da orada yaşamak nasıl bir şey sorusuna cevap aramak üzere bu sefer sorularımı Aliye’ye yolladım. [Tüm fotoğraflar kendisine ait]
Ne kadar zamandır Muskat’tasın? Orada ne yapıyorsun?
4,5 senedir Umman’dayım, son 18 ayı ise Muskat’ta geçiyor. Çocuk bakıyorum evi temizliyorum derdim ama sağolsun yardımcım var, arada el atıyor. Eşimin işi dolayısıyla burdayız. Hicret herkese tavsiyemdir!
Muskat’ın iklimi nasıl? Hayatının ne kadarını etkiliyor?
Yazları sıcak mı sıcak, kışları sıcak. Baharlar yine sıcak. İlk uçaktan indiğimde ateşi harlayan kişinin maaşını düşünmüştüm. Bu sıcağın tanımı kızgın kum değil, başka birşey, tanımlanamayan sıcaklık birimi.
Sıcaklık herkesin hayatını etkiliyor. Zaten mesai saatleri, insanların sosyal hayatları da buna göre şekillenmiş. Kamu kurumları, okullar, bankalar sabah 7-öğlen 13:00; esnaf, özel şirketler öğleden 4 saat ara verip 17:00 ile 20:00 arası tekrar çalışıyor.
Ben de dışardaki hayatımı bu saatlere göre düzenliyorum. Hastahanelerde bile öğleden sonra doktor bulmak zor oluyor. Özel hastahaneler daha vardiya sistemi ile çalışıyor. Sıcaklık hareketi ağırlaştırdığından genel olarak yavaş ilerliyor hayat. Aslında toplum hayatının çoğunu etkiliyor sıcaklık (buraya sosyolojik tespit gelecek).
Şehrin en sevdiğin bölgesi hangisi?
Sahilleri. Belki de insan eli değmemiş nadir bölgelerden Umman’ın sahilleri.
Ziyarete gelenleri nerelere götürürsün?
Bana kalmaya geleni bir yere götürmüyorum^^ Kısa süreli şehir gezmelerinde sultanın uluslararası devlet erkanını kabul ettiği eski bir saray var oraya herkesi götürdüm. Monarşi içimizde var;) Şehir içi gezmelerde Muttrah (eski Muskat), Mutrah Souq (bizim kapalı çarşının daha havasızı), Sultan Qaboos’un annesi için yaptırdığı cami, sahiller, parklar.
Başkentte hususi gezilecek yer yok. Hani geldim de elim boş dönmeyeyim bir genel bakış olsun diye buralar gezmek için ideal. Ama Muskat dışında daha başka turizm var ona geleceğim.
Yeme-içme konusuna gelelim, en sevdiğin şeyler, özel yemekleri neler?
Yeme içme konusunda ilk zamanlar çok sıkıntı çektim. Annem elle beslediğinden kendin pişir kendin ye olayına alışamadım. Yeme kültürümüz çok farklı. Umman’da genel olarak tarım olmadığından çoğu şey yurt dışından ithal ediliyor. Özel tarım alanları ise kış mevsiminde ülkeye yetecek şekilde belli bir üretim sağlıyor. Kışın karpuzu, dometesi, bazı yeşillikleri bol ve ucuz yiyebiliyoruz. Yazın ise hurma ve yerli muz.
Buranın ve Arap ülkelerinin genelinde özel yemek biryani. Bunun tavuklusunu, etlisini, balıklısını ya da sebzelisini bol bol yapıyorlar ve hemen hemen her oğün yiyorlar. İlk zamanlar ilginç gelse de şimdi biryaniyi bulduğum yerde “elle” girişiyorum.
Ama genel olarak bizden çok alakasız; kahvaltı yok, sebze yok. Onlar da shawarma (döner), kebap hastası. Normalde Türkiye’de bizim kalite ve temizlik açısından tercih etmeyeceğimiz Türk esnaf lokantılarına rağbet çok.
Şehir dışına bir yolculuk için Umman’da başka nereyi tavsiye edersin?
Umman’ın özellikle bütününe ve “doğa” turizmine gelmeli. Sur bölgesinde wahabi çölüne, Arap Körfezi’nin en büyük kanyonu olan Şems dağına, yeşil dev kamplumbağalarının geçiş/yumurtlama/barınak bölgesi olan Raz al Jinz’e, muson yağmurlarının yaz aylarında Arap Yarımadasında Yemen hariç yemyeşile çevirdiği “hareef” denen zamanda Salalah’a, yunusları ve deniz altı turizmi ile meşhur koylarını görmek için ise Musandam’a gitmeyi tavsiye ederim.
Umman’la etrafındaki ülkelerin (Yemen, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri) ilk akla gelen farkları neler?
Yemen’i Arap Körfezi’nden ayrı değerlendirmek lazım. Onun dışında Umman’ın körfezden en belirgin özelliği gökdeleni olmaması. Bilerek alınan doğru bir karar. Dubai araba ile 5 saat Muskat’a. Ölü yatırım olacağının farkındalar bina turizminin.
En iyi özelliği ise insanları. Tanıdığım (Arap Körfezinde) en cana yakın, kibirsiz, misafirperver, paylaşımcı insanlar Ummanlılar. Bunda Yemen hariç bölgenin “en fakir” halkı olmasının da payı var mı bilmiyorum.
Umman’da yaşamanın ve çocuk yetiştirmenin özel bir zorluğu var mı?
Büyükşehirlerde yaşayanlar içim küçük bir yer Umman, hatta çoğu “modern” şehirlere göre köy bile denilebilir. Hayatınızda pratik anlamda yapabileceğiniz çoğu şeyi burada yapmak zor. Toplu taşıma olmadığından ulaşım en büyük sıkıntı denilebilir arabası olmayan için.
Sıcak olduğundan yürüme mesafesinde ulaşabileceğin bir merkez genelde az. Ya da o merkezlerin sana hitap etmesi de olası değil. Mahalle arasında merkez dediğimiz yerler yurt dışından çalışmaya gelmiş insanların kendi mahalleleri. Genel olarak çoğu iş kolu zaten yabancıların. Hintliler ayaklansa ükeyi ele geçirir, sayıları yerli halktan çok.
Çocuk yetiştirme mevzusuna gelince, ben müslüman olduğumdan müslüman bir ülkede yaşamanın kolaylığını yaşıyorum ve çocuğumu yetiştirirken de bunun rahatlığını da yaşarım sanırım. En büyük dezavantajı yazın sokakta oynayamamak. Yabancı uyruklu çocuklarla aynı bahçede oynamasından dehşet memnunum. Benetton gibi reklam yapmıyor gerçeği yaşıyoruz :)
Eğitim konsunda devlet okullarındansa özel okulların daha iyi olduğu aşikar. İngiliz, Amerikan, Hint, Pakistan, Fransız tabanlı okulların eğitim sisteminden genel olarak memnunlar. Kızım eğitim aşamasına geldiğinde bu kısmı tekrar cevaplayayım.
Toplum hayatı nasıl? İnsanlar içe kapanık/aile odaklı mı, sosyal mi, turistlerin/yabancıların yerlilerle diyalog kurması kolay mı?
Toplumun geneli aile odaklı. Kadınlara hürmet çok. Çok araştırmasam da kadına şiddet oranı çok düşük. Bunun yanında çok güvenli bi ülke. Arabanızın ya da evinizin kapısını kilitlemediğiniz unuttuğunuz çok olur. Kendimi bu ülkede yabancı hissetmedim. Ama bunun sebebi beyaz ya da müslüman olmak mı bilmiyorum. Genel olarak Avrupa haricindeki milletleri çok sevmiyor olabilirler, yukarıdaki soruda da belirttiğim gibi genel olarak insan canlısı milleteler ama işçi sınıfına karşı bir olumsuz duruş maalesef var. Diğer körfez ülkelerine göre yok sayılabilir o ayrı.
Ülkede herkes turist, herkes yabancı. Nüfusun yarısı yerli. Ulusal devlet anlayışı görünürde yok. Her milletten insan bulabilirsiniz. Misal ben ‘compound’ (kapalı lojman) tarzı bi evde oturuyorum, komşularım Irak, Suriye, Sudan, Pakistan, Umman, Mısır ve İngiltere’den. (Sanırım hepimiz İngiliz sömürgesiyiz :/) ama tabi devlet politikası gereği ‘Ummanlaştırma’ önemli bir konu.
Şehirde ideal bir gününü tasvir eder misin?
Son iki senemi baz alsam uyumak derim (2 yaşında kızı var hiç uyutmuyor). En ideal gün sabah namazından sonra kahvaltı için şehir parklarından birinde kahvaltı yapmak. Öğle sıcağında evde uyumak. Güneş batmadan denize girmek. Buranın Arapları rahat insanlar be kardeşim.