Dün okurlarımızdan Duygu Radikal’de çıkan bir habere dikkatimizi çekti. Son aylarda çok fazla saçmalık gördük, bizi çileden çıkartan haber okuduk, olay yaşadık. Bu haber de işte yine çıldırmak işten değil makamından derin derin borusunu öttürenlerden.
Haber şöyle; Flash TV’deki bir izdivaç programına çıkan 62 yaşındaki Sefer Amca önce karısını, hapis yatıp çıktıktan sonra da dost hayatı yaşadığı ikinci bir kadını öldürdüğünü yavaş yavaş tane tane anlatır. Tahmin edeceğiniz üzere ilkinde kader kurbanıdır, ikincisinde ise kadının hatasıdır ve Sefer Amca nefsi müdafaa olarak beraber olduğu kadını öldürmüştür. Ve şimdi artık kader yüzüne gülsün istemektedir. Yeni bir eş! aramak üzere televizyona çıkıp tüm Türkiye’yi seferber edecek kadar kader kurbanı olmuştur zaten.
Vidyo 7 dakikalık. Şu 7 dakikayı izleyeceğim diye süründüm, masadan aşağı aktım, sonra bir sigara yaktım ve bir sigara daha ve sonra bir sigara daha, ciğerlerime yeterince zehirli madde dolduktan sonra gülme krizine girerek vidyoyu sonlandırdım. Size de aynısını yaşatmak istemiyorum ama vidyoyu buraya iliştiriyorum. Diyalogdan bazı kısımları da aşağıya yazıyorum.
Sefer Amca: Ne bileyim 5 ay iyiydik, resmi nikah yaptırmamıştık, reşit değildik daha.
Sonra hal ve hareketleri…benim kabul etmeyeceğim hal ve hareketler yapınca ben de gıcık kaptım. Ne biliyim artık elimden bir kaza çıktı, kader kurbanı olarak… Cezasını yattık.
Sunucu: Naptın? Naptın? Anlamadım ben?!
Sefer Amca: Kader kurbanı olarak…
Sunucu: Hanımı mı öldürdün?
Sefer Amca: E kader kurbanı olarak?
Sunucu: Nasıl kader ya Sefer Amca?
Sefer Amca: Evet… benim hayatımmm… yine buna şükür…
Sunucu: Niye yaptın böyle bişey?
Sefer Amca: Cahillik, çocukluk, ne bileyim işte kendim bile inanamadım bu yapmış olduğum hareketlere. … Ecevit’in afı çıktı, Allah razı olsun..
Sunucu: Kaç ay sonra böyle bir felaket oldu?
Sefer Amca: 6 ay sonra böyle bir felaket oldu.
(Zelzele çünkü bu! Doğal afet. Kader olarak yani… Allah verdi, nasıl rızkını da veriyorsa, işte bu da öyle bir şey.)
Sunucu: Peki bu felakete sebep olan şey neydi sizce?
(Magmadaki sismik hareketlenmeler. Zaten yüzyıllardır bu fay hattının üstünde oturuyoruz biliyorsunuz, bu sismikler hareket halinde hep, arada sertleşerek boynuzlarını sallıyorlar. İşte zalim felek.)
Kıskançlık ve bir de hal ve hareketleri hoşuma gitmediği için. Hiç kimsenin haberi yokken, gittim olay yarattım. Olmaması gerekirken. Ama kaderim. Ne yapalım…
Sunucu: Kanım dondu şu an.
(Israrla kendi başına gelen bir felaket olarak anlattığından mı? Ekranda olmasından mı? Hala karşında konuşturuyor olmandan mı? Ne yapacağız sıçtık, prodüktör de reytingler artıyor konuşmaya devam et mi diyor kulağına fısır fısır? Ne diyor? Ne yapacaksın!)
Sefer: Evet.
Olmasa iyiydi ama oldu. Pişmanım.
Sunucu: Her gün haberlerde görüyoruz ya, eşlerini, boşanmak isteyenleri, boşanmış eşlerini katlediyorlar.
Sefer: Allah korusun, benim de tüylerim diken diken oluyor onları görünce. Bu istemeyerek oldu.
(Nasıl?)
Sunucu: Senin o vicdanının acısı nasıl dinecek?
(Vicdan da allah vergisi biliyorsunuz, muhakkak ki sızlar. Sızlamış olmalıdır. Başka türlü programda tutamayacağız zaten. Yaz, vicdana yaz.)
Sefer: Valla ben vicdanımı hep, acı acı dinliyorum. Çile bülbülüm çile. 14 sene yattım.
(Vay anam vay!)
Sunucu: Gerçekten şu an ne konuşacağımı bilemiyorum, kitlendim. Yaşamış olduğun o olay, bir anlık şeytana uymak (!!???!??!) Bir anlık diy mi? Bir anlık gaflet?
Sefer Amca: Doğrudur.
Sunucu: Bir anda gözün karardı, öfkene hakim olamadın!
(Evet, şimdi ölüm anını kafasında programa uyacak ve Sefer Amca’nın hala karşısında oturmasını açıklayabilecek, aklayabilecek şekilde canlandırmak ve seyirciye sunmak suretiyle konunun izdivaça bağlanması için söylenen kritik anahtar kelimeler: eveet şeytan geldi, şeytan check, gözün karardı, check, sonraaa öfkene hakim olamadın, check, evett biz de bunları duyuyoruz haberlerde filan, çok var bundan.)
Sefer Amca: Ama bundan sonra kurban olduğum Allah hakkımdan hayırlısını versin. İftiradan yalandan dolandan çok korkarım.
Sunucu: Rabbim affetsin seni inşallah! Rahmetli eşin de inşallah nurlar içinde yatsın (rahmetli eş bu arada mezarında kerelerce ters dönmekten toprağı iyice delerek magmaya doğru yol alıyor. Biz ekran karşısında saç baş yoluyoruz.)
Sefer Amca: 2. eş para için beni kafaya aldı. Evimi aldı, paramı aldı. Beni öldürmeye kalktı, kendi gitti.
Sunucu: Bunlar senin iddiaların.
Sefer Amca: Benim yalanım yoktur, benim iddialarım doğrudur.
Sunucu: Niye öldürmeye kalktı seni?
Sefer Amca: Daha kocasından boşanmamıştı. Beni ayartıp evimi aldı.
Sunucu: Senin boşanmamış bi kadınla ne işin var? (işte esas soru!)
Sefer Amca: Ne bileyim işte dost hayatı gibi yaşadık.
(Farkındaysanız Sefer Amca hiçbir şeyi bilmiyor. Ne biliyim ben oldu bişeyler. Hınzır felek. Beynin motor fonksiyonları dışında kalan insana mahsus akıl, mantık, karar verme yetisi filan yok yani. Bir de üstüne iftira ve yalan dolan korkusu eklenince…)
Sunucu: Aaaa ama her tarafı hata bunun!
(Artık tepesi atıyor, kurtaracak hiçbir tarafı kalmadı..mı?)
Sefer Amca: Hata benim hatam değil ki ama. Bana doğruyu konuşmayan…. Hataya ben düşüyorum sonra.
Sunucu: Sana ben bekarım mı dedi?
Sefer Amca: Evet. Ben de evi kaptırdım. Sonra sabrettim sabrettim. Beni öldürmeye kalkınca, kendi öldü.
Sunucu: Kendi nasıl öldü ya?
Sefer Amca: Kendini ben öldürmüş oldum.
Sunucu: Ay onu da mı öldürdün Sefer Amca, naptın ya?
(burası sizde de, üstüne yine kahve mi döktü yoksa, etkisi yarattı mı?)
Sefer Amca: Ben de yalan yok, dobrayım ben.
(Uzun ince mertlik yolunda emin adımlarla. Yaz, mertliğe yaz.)
Sunucu: ‘Olmasa iyiydi ama oldu’ olur mu Sefer Amcacım? Hadi 1 tane olmuş, 17 yaşındaydın cahildin dedim. Kanın deli akıyordu, bir anlık gaflete kurban gittin yaptın bir hata.
Ama şimdi bizim her gün haberlerde izlediğimizden ne farkı kaldı bu durumun?
(İyi ki haberlerde izliyoruz, yoksa…)
Sefer Amcacım: Islah oldum, akıllandım.
Sunucu: Ben burada hiçbir hanımı emanet edemem, özür dilerim. Nolur, yani lütfen beni yanlış anlamayın ben programımı terketmenizi istiyorum.
(Prodüktöre sesleniyor)
Sefer Amca’nın iki el havada, seyirciye el sallayarak Chris Brown gibi sahneden çıkışını siz de gördünüz di mi?
Seyircinin ve diğer katılımcıların tek bir laf etmediğini, her gün haberlerde karşılaştığımız, normalleştirilen ama nasılsa yine de uzaktaymış gibi gözümüzün ucuyla ittirebildiğimiz haberin TV’de izdivaç keyfimizin ortasına pişmiş pişmiş yerleşiverdiğini, sunucunun acziyetini, kader kurbanı olmuş bu amcacımın gayet rahat kendine yeni eş arayabildiğini, empati beklediğini, bunu hakettiğini düşündüğünü görüyoruz değil mi? Evet, bunu da gördük.