Ünlü feminist düşünür ve sanatçı Ali Rıza Binboğa’ya göre feminizm hiç de iyiye gitmiyor arkadaşlar :( Kendisi “En büyük feminist benim, başka büyük yok! Kim ki yanlış anlar feminizmi, onlara da geçit yok!” haykırışlarıyla sene 1996’da Türkiye’de beşinci dalga feminizmin temelini atmış da kimsenin ruhu duymamış; yıllar sonra baktığımızda ise görüyoruz ki henüz o temel üstüne tek bir tuğla koyabilmiş değiliz, çünkü gerek dünya gerek Türkiye feministleri olarak mevzuyu baya geriden takip ediyoruz. Herkesin mor bayrağını, kalpli donunu, bronz madalyasını önüne koyup düşünmesinin zamanı geldi de geçiyor artık.
Hiçbir türe sığdırılamaz özgünlükte bir müzikal yapıya sahip, nerdeyse kendisinin bile öncüsü olacak tuhaflıkta ve takipçisiz kalmaya mahkum bu acayip eser-olay adeta bir anti-manifesto niteliğinde. Herkes dinlesin, feyz alsın, akıl fikir edinsin ve görgüsünü acilen artırsın (Özellikle arka sırada kıkır kıkır dersi kaynatan, kendini feminist sanan bazılarına sesleniyorum, kızım bak atçam tebeşiri!)
Eseri dinlemeden önce bedeni ve zihni hazırlayıcı bir özet geçersek (ne kadar hazırlansanız az, hiç boşa umutlanmayın), şarkı şu minvalde gelişiyor: Ali Rıza’nın eski bi çıktığı var mıydı, onlarla arası nasıl olmuştu bilmiyoruz ama, yeni çıktığıyla bazı sorunları var ve bunları aşmak için akla gelebilecek her yolu denemesine rağmen bir türlü aşamıyorlar. A.R.B. neler yapmıyor ki? “Canım :)” diyor olmuyor, “Gülüm?” diyor olmuyor, “Hayatım!” diyor olmuyor. Bu noktadan sonra çaresizlik içinde sevdiğini omzuna alıp samanyoluna çıkarmaya da hazır aslında, ama ya yine yaranamazsa? Çıktığı kızın aklına birinin girdiği Ali Rıza için kesinleştiğinde artık sadede geliyor ve sevgilisinin “20 kocadan ayrı, 50 sevgiliden terk” fesat bir eşyiyici olan feminist arkadaşına (daha doğrusu kendini feminist sanan arkadaşına) bağlıyor lafı. Oradan da zaten alıp yürüyor, durduramıyoruz. Binboğa’nın bu eserini defalarca dinledim ve derdinin ne olduğuna dair çok kafa patlattım, sanırım anafikri şöyle özetleyebiliriz: “Feminizm kadınlara bırakılmayacak kadar önemli bir meseledir.”
Buyrun bu eşsiz deneyimi kendiniz yaşayın ve A. R. B.’nin tek kişilik bir ordu olarak evinizin kapısına dayandığını hissederek titreyin…
